Cumhuriyet: 102 Yıllık Işık, Sonsuz Yürüyüş

102 yıl…
Bir asrı geride bırakmış, ikinci yüzyılına umutla adım atan bir Cumhuriyet’in çocuklarıyız biz. Her 29 Ekim’de olduğu gibi bu yıl da yüreklerimizde aynı gurur, aynı heyecan, aynı inanç var. Çünkü Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; bir milletin kaderini yeniden yazdığı, esareti reddedip özgürlüğü seçtiği büyük bir devrimdir.

Dünya sahnesinde 2234 yıllık bir devlet geleneğiyle var olan Türk milleti, 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde çağdaş kimliğini buldu. Cumhuriyet, bu kadim geçmişin en büyük sıçraması, en güçlü yeniden doğuşudur.

Cumhuriyet demek; düşünmek, sorgulamak, üretmek demektir.
Cumhuriyet demek; kadının toplumda eşit yurttaş olarak yer alması demektir.
Cumhuriyet demek; köyden kente, cepheden meclise uzanan bir kalkınma iradesi demektir.
Ve hepsinden öte, Cumhuriyet demek; “Ben” değil, “Biz” diyebilme erdemidir.

Bugün, 102’nci yılda bu mirası yaşatmak sadece kutlamakla değil; üretmekle, okumakla, bilimle, sanatla, adaletle, dürüstlükle mümkündür. Cumhuriyet, bize bir armağan değil, bir sorumluluk bırakmıştır. Her yurttaş, o sorumluluğun taşıyıcısıdır.

Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de teminatıdır. Yeter ki biz o eseri her gün yeniden inşa etmeyi bilelim. Çünkü Cumhuriyet, yaşadıkça değil; yaşattıkça anlam kazanır.

Bu duygularla, Cumhuriyetimizin 102’nci yılını kutluyor; Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatan uğruna can veren tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.

Yaşasın Cumhuriyet! 🇹🇷

Hüseyin Güner 

Yorum gönder