Ferrero’nun Taahhütleri İptal Edildi, Üretici Fındığı Pazara İndirmiyor

Türkiye’nin stratejik tarım ürünlerinden fındıkta bu yıl hem doğa hem de piyasa koşulları üreticiyi zorladı. Don, haşere ve kokarca istilası nedeniyle rekolte düşerken, fiyatlar geçen yıla göre neredeyse iki katına çıktı. Ancak fındık üreticisinin beklediği kazanç henüz cebine girmedi; çünkü piyasanın en büyük alıcısı olan İtalyan gıda devi Ferrero, alımları yavaşlattı ve belirsizlik büyüdü.

Rekabet Kurulu süreci ve mahkeme kararı

Ferrero, Türkiye fındık piyasasının yaklaşık üçte birini tek başına kontrol ediyor. Bu durum uzun süredir “piyasada tek alıcı” (monopsoni) eleştirilerini beraberinde getiriyor. Rekabet Kurulu, 2023 sonunda Ferrero hakkında “hakim durumunu kötüye kullanma” iddiasıyla soruşturma başlattı.

Şirket, soruşturmanın kapanması için bazı taahhütler sundu:

  • Kabuklu fındık alımlarında belirli bölgelerde rekabetin engellenmemesi,

  • Fiyatı düşürecek uygulamalardan kaçınılması,

  • Üretici ve tedarikçiye eşit şartlar sağlanması gibi maddelerle süreci yumuşatmaya çalıştı.

Rekabet Kurulu, bu taahhütleri kabul ederek soruşturmayı sonlandırdı. Ancak süreç burada bitmedi.

Ankara 15. İdare Mahkemesi, Eylül 2025’te önemli bir karar verdi:
Kurulun Ferrero hakkındaki “taahhüt kabulüyle dosyanın kapatılması” işlemi iptal edildi.
Mahkeme, “taahhütlerin rekabet ihlalini ortadan kaldırmaya yeterli güvence sunmadığı” gerekçesiyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiğine hükmetti.

Bu karar, bazı mecralarda “Ferrero’nun Türkiye’deki faaliyetleri durduruldu” şeklinde yorumlansa da bu yanlış bir iddia.
Ne Rekabet Kurulu ne de mahkeme, Ferrero’ya doğrudan bir faaliyet yasağı getirmedi. Yalnızca taahhütlü soruşturmanın kapatılması işlemini iptal etti.
Bu da demek oluyor ki, süreç yeniden Rekabet Kurulu’na döndü — yeni bir inceleme ve olası yaptırımlar gündemde.

Üretici cephesi: Bekleme kararı

Tüm bu gelişmelerin ortasında üretici, bu yıl farklı bir tavır aldı.
Rekolte düşüklüğü ve alım belirsizliği nedeniyle birçok çiftçi fındığını pazara indirmiyor.
Serbest piyasada fiyatların düşük kalması, TMO’nun alım kapasitesinin sınırlı olması ve Ferrero’nun temkinli davranması üreticiyi “bekle-gör” pozisyonuna itti.

Özellikle Karadeniz bölgesinde, “fındık depoda dursun, fiyat otursun” anlayışı yaygınlaştı. Bu da doğal olarak piyasada arzı daraltıyor ve fiyatlarda yukarı yönlü baskı oluşturuyor.

Ferrero’nun alternatifsizliği tartışılıyor

Ferrero, Nutella ve Kinder gibi markalarıyla dünya çikolata pazarının devi.
Ancak Türkiye’deki fındık pazarındaki payı, uzun zamandır dengeleri bozacak ölçüde büyük.
Şirket, dünya genelinde işlenen fındığın yaklaşık %25’ini tek başına satın alıyor.
Türkiye’de ise bazı bölgelerde üreticinin tek alıcısı hâline geldi.

Bu güç dengesizliği, hem fiyat oluşumunu hem de üreticinin pazarlık gücünü etkiliyor.
Dolayısıyla, Rekabet Kurulu’nun yeniden ele alacağı süreç yalnızca Ferrero’yu değil, Türkiye’nin tarım politikası ve ihracat stratejisini de doğrudan ilgilendiriyor.

Türkiye fındıkta söz sahibi olmalı

Mahkeme kararı, Ferrero’nun Türkiye’deki tüm faaliyetlerini durdurduğu anlamına gelmiyor.
Ancak bu karar, “fındıkta tek alıcılı yapı” tartışmasını yeniden alevlendirdi.
Üretici artık sadece yüksek fiyat değil, adil piyasa koşulları istiyor.

Fındık, Türkiye için yalnızca bir tarım ürünü değil, stratejik bir güçtür.
Üreticiye sahip çıkmak; piyasayı dengelemek, ihracatı çeşitlendirmek ve tek alıcıya bağımlılığı azaltmak anlamına gelir.
Devletin, kooperatiflerin ve özel sektörün bu süreçte ortak akılla hareket etmesi şart.

Ferrero gidebilir, alımlarını azaltabilir, ama Türk fındığı dünyada her zaman bir marka olarak kalacaktır.
Mesele, bu markayı kimlerin yöneteceği değil — nasıl korunacağıdır.

Hüseyin Güner

Yorum gönder