Ümit Özdağ: Fırtınanın İçindeki Akıl
Türk siyasetinde bazı isimler rüzgârla hareket eder, bazıları ise rüzgârın yönünü değiştirir. Ümit Özdağ, bu ikinci gruptandır. Kimi için fazla sert, kimi için fazla cesur… Ama kim ne derse desin, Türkiye’nin gündemini değiştirebilen az sayıdaki siyasetçilerden biridir.
Milliyetçilik, Yeniden Tanımlanıyor
Bugün Türkiye’de milliyetçilik artık eski tanımına sığmıyor. Bir zamanlar “bayrak ve toprak sevgisi”yle açıklanan bu kavram, bugün “ekonomik bağımsızlık, sınır güvenliği ve demografik denge” gibi somut başlıklara taşındı.
İşte bu noktada Ümit Özdağ, göç meselesi üzerinden yeni bir milliyetçilik dili inşa etti. “Bu ülke kimindir?” sorusunu, toplumsal bir tartışmaya dönüştürdü. Bu yönüyle siyasette boşalan bir alanı doldurdu — ancak aynı zamanda büyük bir risk aldı. Çünkü keskin bir dili yönetmek, doğru bir siyasi stratejiyi gerektirir.
Güçlü Bir Çıkış, Sınırlı Bir Yayılım
Zafer Partisi’nin hızlı yükselişi, toplumsal bir tepki hareketinden beslendi. Sığınmacı meselesinde devletin ve muhalefetin sessizliği, Özdağ’a doğal bir alan açtı. Ancak siyaset sadece “tepki” değil, “teklif” işidir.
Ümit Özdağ, bu gerçeği fark ediyor gibi. Artık sadece “karşı çıkmak” değil, “nasıl çözülür?” sorusuna yanıt arayan bir üslup geliştiriyor. Yine de ekonomi, işsizlik ve gençlik politikaları konusunda somut adımlar atmadan, Zafer Partisi’nin kitlesel bir sıçrama yapması zor görünüyor.
Eksik Halka: Ekonomik Duruş
Bugün sokaktaki yurttaş, ideolojiden önce geçim derdini konuşuyor. Asgari ücret açlık sınırının altında, emekli maaşı insanca yaşamaya yetmiyor. Dolayısıyla milliyetçiliği yeniden tanımlarken, “geçim milliyetçiliği” kavramını öne çıkarmak gerekiyor.
“Bu ülke bizim” diyorsak, “bu ekmek de bizim” diyebilmek lazım. Ümit Özdağ, göç politikasındaki netliğini ekonomi politikasına taşıdığı anda, milliyetçiliği salt bir kimlik değil, bir refah vizyonu haline getirebilir.
Strateji Değişmeli: Gerilimden Umuda
Siyaset sadece gerilim değil, umut üretme sanatıdır. Eğer Ümit Özdağ, bugünden itibaren toplumsal enerjiyi yöneten, çözüm odaklı bir dille hareket ederse, muhalefet sahasında yeni bir denge kurabilir.
Bu, sadece oy oranı meselesi değil — geleceğe kalma meselesidir. Çünkü Türkiye’de artık kimse “kimin haklı” olduğunu değil, “kimin çözüm üretebildiğini” görmek istiyor.
Cesaret Yetmez, Strateji Gerek
Ümit Özdağ, Türk siyasetinin en cesur figürlerinden biri. Ancak tarih bize gösteriyor ki; cesur olmak kadar, soğukkanlı olmak da şart. Bugünün seçmeni duygusal değil, akılcı bir lider arıyor.
Eğer Özdağ, milliyetçiliği gerilim değil akıl üzerinden anlatır, adaleti, ekonomiyi ve devlet aklını merkeze koyarsa, bugün tartışılan değil, yarının yönünü belirleyen liderlerden biri olabilir.
Bir lideri büyüten şey, sesinin yüksekliği değil, kurduğu cümlenin doğruluğudur.
Türkiye, doğru cümleleri kurabilen siyasetçileri bekliyor.



Yorum gönder